Satın aldığınız yemeğin, markete gitmeden önce birden fazla güvenlik prosedüründen geçtiğini biliyor muydunuz?Yediğiniz yiyecekleri güvende tutmak için bir çok yöntem bulunuyor. Peki gerçekleşen her bir süreçte neler oluyor?
Pastörizasyon Nedir?
Pastörizasyonun tarihi 150 yıl öncesine dayanıyor. 1864’te Louis Pasteur, zararlı bakterilerin birçok farklı gıdada büyümesini engellemeye çalışırken pastörizasyon adı verilen ısıl işlem sürecini geliştirdi. Sütü kısa bir süre aşırı ısıya maruz bırakmanın zararlı bakterileri öldürdüğünü ve gelecekteki bakteriyel risklerin büyümesini önemli ölçüde yavaşlattığını keşfetti.
“Pastörizasyon” terimini Pasteur’dan ve keşfinden geliyor. Gerçekleşen bu işlemde, çiğ süt 15 saniye boyunca 71 ° C’de ısıtılır. Isıtılırken paslanmaz çelik plakalar kullanır. Isı tifo ve tüberküloz gibi hastalıklardan sorumlu bakterileri ve listeria ve salmonella gibi bakterileri öldürür. Sütün içilmesini güvenli hale getirirken, pastörizasyon ayrıca sütün raf ömrünü uzatır ve bozulmayı azaltır. “çiğ” (pastörize edilmemiş süt) sütü olarak pazarlanan süt hariç, marketlerde ambalajlı ürünlerin tamamı pastörize edilmiş sütlerdir.
Çiğ süt tüketiminde tehlikeli bakteri bulunma ihtimali yüksektir . Çiğ süt zararlı bakterilerin büyümesini önlemek için herhangi bir işlem yapmaz, bu nedenle çiğ süt tehlikeli patojenleri öldüremez. Birçok süt hayvancılığı çiftçisi, bakteri riski nedeniyle hayvanlarına çiğ süt vermemektedir.
